http://yurtgazetesi.com.tr ve http://toplumsal.com.tr haber sitesi yazarı "Evrim ve Bitmeyen Kapışma" ile "Eğitimde Çöküş - İnanç Eksenli Eğitim ve Sonuçları" yazarı

İletişimde sözcük ve kavramlara atfedilen anlamlar iletişimin temelini oluşturur. Bir sözcük ve kavramın anlamı üzerinde iletişimin tarafları hemfikir değillerse gerçek niyetler doğru olarak anlaşılamaz. Bu sorunu gidermek için “kelime ve kavram sözlükleri” yazılmış, Kanun veya Yönetmeliklerde kullanılan kelime ve kavramlar en başta açıklanmıştır. Böylece kelimelere, kavramlara ve hukuki metinlere herkesin kendince bir anlam yüklemesi, yani kavram karmaşasının önlenmesi amaçlanmıştır.

Eşit ve adil olmayan seçim sistemimizde ve sadece sandığa indirgenen demokrasimizde, sandıktan ne çıkarsa baş tacı olacağını söylemişlerdi, ama durum hiç öyle olmadı. Seçim sonrasında yaşanan karmaşa, kullanılan kelime ve kavramlara onların ve bizim farklı anlamlar yüklememizden kaynaklanıyormuş meğer.

Öyleyse size ufak bir hizmetim olsun; AKP İktidarı ve ortağı MHP “milli irade”, “demokrasi” ve “1 oy” gibi kelime ve kavramları hangi manalarda kullanıyorlarmış, açıklamaya çalışacağım:

“Milli irade” kavramı; “Ulusça kullanılan ve hiçbir gücün etkileyemeyeceği kuvvet” olarak, “seçim ve seçmen” kelimeleri ise; “bir veya daha çok aday arasından belli birini veya birkaçını seçme işi ve bunu yapan kişi” olarak tanımlanıyor Tdk sözlüğünde.

Biz, “seçmen sandığa gider, beğendiği partiye ve adaya oyunu verir, iş biter” sanıyorduk. Oysa onlar, sandıktan sadece kendilerinin çıkması koşulu ile “milli iradeyi baş tacı” görüyorlarmış meğer. Bu yüzden “On dört bin”cik oy farkı ile koca bir şehrin teslim edilemeyeceğini rahatça söyleyebiliyorlarmış. Yine bu yüzden, Mardin Belediyesini % 18 oy farkı ile alan Ahmet Türk için İl seçim Kuruluna başvurup “o yaşlı ve hasta, Belediye’yi yönetemez, mazbatayı biz verin” diyebilecek seviyeye gelebilmişler. Yoksa Anadolu’nun ve insanlığın temel değerlerlerini yok gören böyle çirkin bir talep nasıl resmi dilekçe haline gelebilirdi? En azından, ayıptır bu yapılan!

Seçim öncesi Seçimi tek oy farkla dahi olsa kim alırsa o kazanır”diyen MHP lideri Bahçeli’nin meğer bu “tek oy fark” kuralı, sadece Cumhur ittifakının kazanması durumunda geçerliymiş. Bahçeli bu beyanıyla ilgili son açıklamasında; “Kazanmak için 1 oy yeterlidir sözüm adam olanlar, adil olanlar, Allah korkusu olanlar için geçerlidir”dedi. Bahçeli değerlendirmesini; muhalefetin adam olmadığı, adil olmadığı ve Allah korkusu taşımadığı varsayımı üzerine oturtuyor. Bu cümlesi ile, muhalefete verilen o 1 oyun, kendilerine verilen oylar kadar kıymetli olmadığını kuşkuya yer vermeyecek netlikte ifade ediyor. Muhalefet “hukuk” diyor, onlar “Allah” diyor! Bu iki dil anlaşabilir mi?

Seçim sonrası 3’üncü haftaya girdiğimizde Maltepe’de oyların 3’üncü kez sayılması kararı, iktidarın demokrasi terminolojisinin ve kavrayışının tamamen farklı olmasındandır. “Kazanana kadar sayım, olmazsa kazanana kadar seçim” ısrarları bundandır. Ama onlar istemese de halk bu sözcüklerin gerçek anlamlarını onlara öğretmeye devam edecek, İmamoğlu halkın verdiği hakkı onların elinden alacaktır.

Bu yazıyı arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir