http://yurtgazetesi.com.tr ve http://toplumsal.com.tr haber sitesi yazarı "Evrim ve Bitmeyen Kapışma" ile "Eğitimde Çöküş - İnanç Eksenli Eğitim ve Sonuçları" yazarı

Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International) Ocak 2019’da bir araştırma raporu yayınladı. Raporda, örgütün kuruluşunun 25’inci yılına gelindiğinde, dünyada birçok ülkede demokrasilerden geriye gidişler ve sebepleri inceleniyor.

Bu örgüt her yıl Uluslararası Yolsuzluk Algılama Endeksi yayımlıyor. Son olarak yayımlanan (ve benim bu köşede ele aldığım) 2018 endeksinde ülkelerin yolsuzluk sıralamaları ile demokrasilerinin gelişmişliği arasındaki ilişkiyi inceliyorlar. Vardıkları bazı sonuçlar şunlar;

  • Sonradan demokrasiye geçiş yapan ülkelerin çoğunlukla yolsuzlukla etkili mücadele mekanizmaları geliştirmedikleri ve “yüksek yolsuzluk – düşük demokrasi” döngüsüne girdikleri;
  • Yozlaşmalara itiraz ederek iktidara gelen bazı popülist liderlerin, şimdi yolsuzlukla mücadele mekanizmalarına ve demokratik kurumlara zarar verdikleri;
  • Yolsuzlukların yaygın olduğu ülkelerde demokratik kontrol ve denge sağlayan kurumlarının zayıf olduğu, bunların korunmasının çok önemli olduğu;
  • Var olan demokratik yasaların uygulanmasında ciddi sıkıntıların olduğu;
  • Kamu kurumlarının hesap verebilirliğinin ve basın özgürlüğünün zayıf olduğu; hususları vurgulanıyor

Raporda tüm demokrasilerin özü olan özgür ve adil seçimlerin kendi başına yeterli olmadığı, aynı zamanda siyasi katılım, medeni haklar, sağlam bir kontrol ve denge sisteminin zaruri olduğu vurgulanıyor.

Geçtiğimiz yirmi yıl boyunca, Türkiye, Macaristan ve Polonya gibi yeni demokrasilerde ve demokrasisi işleyen ABD gibi ülkeler dahil, dünya genelinde demokrasiden önemli net düşüşler kaydedildiği belirtiliyor.

FARKLI HÜKÜMET BİÇİMLERİNE GÖRE YOLSUZLUK DÜZEYLERİ

Bir başka teşkilat, Uluslararası özgürlükleri araştırma kuruluşu Freedom House, 2006’dan bu yana “Dünya Özgürlük Puanları”nda 113 ülkede net düşüşler görüldüğünü tespit ediyor. Bu sürede beş ülke“özgür” sınıflamasından “kısmen özgür” sınıflamasına, Türkiye (2018’de) dâhil beş ülke de “kısmen özgür”’den “özgür değil” sınıfına düşmüş.

Dünyada ülkeler demokrasi seviyelerine ve yolsuzlukların yaygınlığına göre bu örgütler tarafından incelenmiş.

Ülkeler demokrasilerine göre dört kategoriye ayrılmış: 1. tam demokrasiler, 2. hatalı demokrasiler (otokratik eğilimli), 3. Hibrit (kısmen özgür) rejimler ve 4. otoriter devletler.

Yozlaşma ve yolsuzlukların yaygınlığı bakımından ise 100 puan üzerinden (puanın düşmesi kötü) değerlendirilmişler, buna Corruption Perceptions Index (YAE=Yolsuzluk Algılama Endeksi) denmiş.

Aşağıdaki grafikte dikey eksende, ülkelerin ortalama YAE puanı verilirken, yatay eksende ülkelerin içinde olduğu 4 temel demokrasi kategorisi soldan sağa (tam demokrasiden otokratik rejimlere doğru) zayıflar şekilde verilmiş.

https://www.transparency.org/images/uploads/feature/cpi_vs_democracy.jpg

Yukarıdaki grafik tablo incelendiğinde;

* Yolsuzluk Algılama Endeksi (YAE)’nin ortalaması olan 50 puanın altında olan ülkelerde tam demokrasinin pek olmadığı çarpıcı şekilde görülüyor;

* YAE puanı düştükçe, ülkelerin demokratik standartları da düzenli şekilde düşüyor;

* Hatalı demokrasilerde ortalama YAE puanı 49, hibrit rejimlerde 34 ve otoriter yönetimlerde ortalama puanın 30 olduğu görülüyor.

Bu tablo bize, demokratik sistem işleyişinin azalması ile yozlaşma ve yolsuzlukların azalması arasında kesin bir ilişkinin olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Buradaki ilişki, el ile eldiven gibi birbirine uyuyor. Ayrıca;

* YAE azalıp demokratikleşme düzeyi arttıkça, kalkınma ve ekonomik büyüme de artıyor;

* YAE arttıkça, eğitim ve sağlık hizmetleri önemli ölçüde kötüleşiyor;

* Demokrasi kalitesinde gerileyen ya da küçülen 31 ülkenin hepsinde (Türkiye dâhil) yüksek düzeyde kamu kesimi yolsuzluğu var ve hepsinde YAE puanı ortalaması 50’nin altında;

GÜÇLÜ POPÜLİST LİDERLERİN ORTAK YÖNLERİ

Yolsuzlukların arttığı ve demokrasinin gerilediği (yozlaşmış denilen) ülkelerin güçlü politik (popülist) liderleri ile ilgili önemli ortak tespitler yapılmış bu raporda;

* Bu liderler kendilerini daha da zenginleştirmek ve kovuşturmadan korumak için tüm kurumları ele geçirerek demokrasiyi zayıflatıyorlar;

* Otoriteyi doğrudan halktan aldıklarını iddia eden bu liderler, güçlerini sınırlayan demokratik kurumları etkisizleştiriyorlar;

* Liderler iktidarda kalmak için seçim sahtekârlıklarına, düzenleyici kurumları ve demokratik kontrolleri zayıflatmaya başvurabiliyorlar;

* Liderler hükümet harcamalarında ve diğer kararlarda şeffaflıktan uzaklaşılırken gözetim-denetim kurumları ve yargı siyasallaştırılıyor ve/veya zayıflatılıyor;

* Devlet kurumları yozlaşmış düzenin devamı için baskıcı mekanizmalar olarak kullanılıyor ve hukukun üstünlüğünden bu sebeple uzaklaşılıyor.

Dünyadaki popülist liderlerin bu ortak özellikleri size tanıdık geldi mi?

RAPORDA TÜRKİYE’NİN VE ERDOĞAN’IN ÖZEL BİR YERİ VAR

Rapor Türkiye’ye ve Erdoğan’a özel bölüm açıyor;

“Türkiye’de artan yolsuzluk seviyeleri, siyasi ve medeni haklardaki düşüşün yanı sıra hesap verebilirlik kurumlarını zayıflatma girişimleriyle el ele gitmiştir. Türkiye’nin YAE (Yolsuzluk Algı Endeksi) puanı 2013’ten bu yana 50’den 41’e düştü. Aynı dönemde, Dünya Özgürlük puanı yarıya düşerek, 61’den 32’ye geriledi. Bu yıl, Türkiye ‘kısmen özgür’den ‘özgür olmayan’ ülkeler kategorisine düştü” denildi.

POPÜLİZM PARADOKSU

Rapora göre, yolsuzluk siyasi sistemin üst seviyelerine sızdığında, yozlaşmış popülist liderler genellikle mevcut demokratik kurumları altüst etmeye çalışıyorlar.

Popülist liderler, vatandaşların hoşnutsuzluğunu kullanarak iktidara geliyorlar. Buna örnek olarak da Türkiye’den Erdoğan, ABD’de Trump, İtalya’da Lega Nord ve eski Başbakan Berlusconi, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Avusturya’da Özgürlük Partisi, Venezüella‘da Chavez ve Madura, Guatemala‘da Morales, Meksika ve Brezilya hükümetleri gösteriliyor.

Popülist yönetimler üç ana özellik içeriyor:

  1. Mevcut işleyen kurumları ele geçirme girişimleri
  2. Yaygın yolsuzluklar ve “kitlesel kayırmacılık
  3. Sivil toplumu sistematik olarak bastırma çabaları

ZAYIF DEMOKRASİ VE YOLSUZLUK KISIR DÖNGÜSÜ NASIL KIRILIR?

Yolsuzlukla mücadelede ve küresel demokrasi krizi eğiliminin dünyada tersine çevrilmesi için raporda önemli bir dizi kilit alan şöyle sıralanıyor:

  1. Kontrol ve denge mekanizmaları korunmalı ve güçlendirilmelidir.
  2. Uluslararası Şeffaflık Örgütü artık boş vaatler ve yeni yasa taahhütleri değil, mevcut yasaların ve taahhütlerin yerine getirilmesini ister.
  3. Sürdürülebilir hesap verebilirlik için vatandaşların karar alma süreçlerine katılımı teşvik edilmelidir. Hükümetler sivil toplum kuruluşlarının özgürce işlemesini sağlamalıdır.
  4. Basın özgürlüğü desteklenmeli, medyanın gözlemci işlevini yerine getirme özgürlüğüne ve kaynaklarına sahip olması sağlamalıdır.

SONUÇ: Aklı ve vicdanı olan herkesin gördüğü gerçekleri uluslararası bağımsız saygın kuruluşlar da çok net ortaya koyuyor ki; Özgürlük, şeffaflık ve demokrasi artmadıkça, yolsuzluk ve yozlaşma azalamıyor, böylece kalkınma ve refah da çoğalamıyor.

Bu yazıyı arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir